su'yun halleri: KIŞ!

Nuri Bilge Ceylan filmine öyle bir mekan, öyle bir mevsim, öyle bir müzik seçmiş ki filmin içinde istemeseniz de giriyorsunuz. -İstemeseniz diyorum zira film canlı birini içinde yaşatmayacak kadar havasız!- boğuyor izleyiciyi(!)-bu iyi bir şey-
 ...bir anda bir kavganın ortasında buluyorsunuz kendinizi...kulaklarınızın uğultusu kesilmeden, görüntüde huzurlu loş bir oda içinde, asi ruhların hunharca birbirine saldırışına şahit oluyorsunuz. Mekan olabildiğince huzur, fikir olabildiğince hırçın...
su ve ateş film...
 dışarısı buz, içerisi sıcak-soğuk
dışarısı gri, içerisi ateş,
dış-iç
sıcak-soğuk
kar-ateş
zıtlıklar-dengeler
gerçek-gerçek olmayan
iyilik-kötülük-adalet
doğru-yanlış
aydınlık-karanlık
zengin-fakir,
sessizlik ve alabildiğine ses!
Haneke filmlerinde gibi yer yer,
insanın çıkmazları değil,
insanın kendinden çıkamaması bir türlü.
öylesine başarılı diyaloglar var ki, kendi gerçeğinden çıkamayan herkesi yakalıyor!
işin ilginç tarafı Ceylan izleyiciyi işte tam da burada "HERKESİ KENDİ GERÇEĞİNDE" öylece bırakıp bitiriyor filmini...
Söz gelimi kendi duygularımla bu kadar yüz göz olduğum bir Türk filmi izlemek mutluluk vericiydi. Bir diğer iyi şeyi de söylemeden edemeyeceğim, filmde harikulade bir etnik tip tahlili var...
dindarlar, aydınlar, sağcılar, solcular, zengin ve fakirler, işçiler, memurlar, vasıfsız elemanlar, bir de herkes bilmez bizim yörede bir deyim vardır "ne yedüğü belürsüzler":)

hasılı film asıl filmi izledikten sonra başlıyor...

Yorumlar

SANDUKA