GECELER BİZİM İÇİN

Şehrin üstüne karanlık çöktüğünde, beynimizin içindeki parlak ve gürültülü sisler de dağılır ve daha sakin daha duru bir aydınlığa kavuşuruz…
Gündüz beynimizin içi darmadağınık bir oda, akşam da gündelikçi kadın…
Gece bizimdir…
Bizim içindir…
Gündüz yaşadığımızı zannettiğimiz hayat, gece olunca başka iklimlerin rengarenk acı ve mutlulukları ile donanmış hayatlara terk eder yerini…
İki farklı insanı oynarız çoğu kez…
Biri sokaklarda insanların arasında ve özgür görünen, diğeri ise dar mekanlarda ancak düşüncenin hür sathında şekillendirdiğimiz, acısı acı, mutluluğu mutluluk olan, iki insan…
Gündüz kendimiz olamayız nedense…
Gece kendimizi bulur çıkarırız kendimizden…
Sonra anlaşılmamaktan şikayet eder dururuz…
Ve doktorlar günün gürültülü aydınlığında teşhis koyarlar “stres” diye…
Reçeteye de ilaç olarak kalabalıkları yazarlar…
Sahi yalnızlık nedir?
Sahi hangi ben gerçeğim?

Murat Başaran/Uzak Geceye Mektuplar


Yorumlar

SANDUKA