Tek bir hedefimiz olmalı: Delip geçmeliyiz!



İzlediğim bir filmde bir çoban çocuğu vardı. Bunun üvey annesi var, ağabeyi başka bir yerde filan. Çocuk dağda davarların başında. Okulu yok. Zorlu şartlarda. Çocuğun tek beklentisi var. Amcası gelip onu kurtaracak.
Film boyunca çocuk dereden küçük balıklar tutuyor, onlarla oynuyor, derede yıkanıyor, ateş yakıyor..Film çok güzel, izlerken bitmesin istiyorum. Ama felsefe olarak da, filmin sonunu bağlandığı yer olarak da bir açmaz.
Benim itirazım şu: Yoksulluk üstünden, yoksulluk edebiyatı üzerinden bir hikayeyi anlatamazsın. İslam'ın hakikatini anlatamazsın. Neden açmaz? Neden çaresizlik?
Bir çizgimde şöyle bir şey vardı: Okyanusun ortasında bir ada, adada bir adam, okyanusun dibinde balıklar, canavarlar, deniz canlıları filan. Adam üstünü çıkarıp adanın ağzına asmıyor, ufuktan bir gemi geçerse, havadan bir bilmem ne uçarsa falan diye. Ateş yakmıyor, şunu yapmıyor, bunu yapmıyor. Tünel kazıyor. Denizin altından ana karaya tünel kazıyor.
Madem bugün biz bu dünyadayız, tam da bugün buradayız, tam da biz yaşarken bu dünyada bu olumsuzluklar var, bizim bir tek hedefimiz olmalı: Delip geçmeliyiz! Bizim modelimiz Hz.Nuh'tur. Bizim modelimiz Hz. İbrahim'dir. Bizim modelimiz Hz. Musa'dır, Hz. İsa'dır, Muhammed Aleyhissalatü Ves'selam efendimiz ve diğerleridir. Bunlar bizim vazgeçemeyeceklerimiz.

Hz. İbrahim ateşe atılırken vazgeçmemiş. “Böyle giderse bunun sonunda ateş var” deseler vazgeçer miydi? Vazgeçmemiş. Ateşe atıldığı zaman kılı bile kıpırdamamış. Kıpırdasa yanacak.
Hz. Musa denizin kıyısına geldiğinde denizin yarılacağını biliyor muydu? Deniz hemen şurada, gidelim bakalım yarılacak mı? Dünyanın en güçlü ordusunu da getirelim, bir taraf deniz, bir taraf ordu, yarılır mı? Yarılmaz. O gün nasıl yarıldı peki? Hz. Musa’nın kılı bile kıpırdamadı. Allah’a güveniyor. Allah’ın sınavından geçiyor. O zamana kadar hiç açılmamış ki deniz, bilse daha önce açıldığını, bilse, der ki, “açılır nasılsa”. O’na o kadar güveniyor ki, yok da olsa pes etmeyecek. “Vur asanı Musa” dendiğinde  “niye vurayım” demiyor. Emir oradan geldiyse vuruyor. Vurduğunda açıldığını görüyor.
Biz ise biliyoruz ki, evet, Musa gibi olursan deniz açılacak, İbrahim gibi olursan ateş yakmayacak.
Şimdi bütün bu insanlık tecrübeleri, peygamberi örnekler hitama erdikten sonra, bize kalan bu mirasın farkında olmak. “Nasılsa kurtulurum. Kurtulmayacaksam vazgeçeyim, boşu boşuna uğraşıp durmayayım”. Yok! Vazgeçemezsiniz. Kurtulacaksınız! İslam alemi birleşir mi? “Birleşmez” diyorsan hemen vazgeçin. Vazgeçmiyorsanız birleşecek. Vazgeçenlerin başarabileceği hiç birşey yok.

Hasan Aycın, Sancaktar 2013

Yorumlar

SANDUKA