İYİ Kİ DOĞDUN CANIM..




            Hatırıma geldi… Nasıl da şükran borçluyum aslında annene. Ağzı süt kokan bebeği, armağanıydı bana. Yıllar yıllar önce, çetin geçen kışın soğuğunu böldü masum bir bebeğin ağlaması… Kışın ortasında yazı yaşamaktı bu, yaşatmaktı en nihayetinde.Her şeyden habersizdi minik yavrucak.Yakacağı yürekten , ödeteceği hasretin bedelinden, bekleyişten..
         
          Nereden bilebilirdi , bir kalemin ucunu sivriltmeye sebep olacağını,  yazılara ilham olan koca bir sevda çınarı olacağını? Bugün ayrı coğrafyalarda ayrı mekanlarda da olsa, aynı gökyüzünü paylaştığı için, mutlu olan küçük bir kızın kalbinde taht kuracağını kim ne bilirdi? 

   
           Sonra seneler geçer, insanlar büyür, sevdalar da büyür ve gebe kalır hasretlere… 
Bir ağustos ayıydı.Hani şu karıncanın deli gibi çalıştığı, haylaz böceğin ise yan gelip yattığı saz çaldığı ağustos değil ama…

           Hatırlarsın, parlak gözlerini daldır boşluğa yahut kıs azıcık, hatırlayacaksın… Mesela, eline  tutuşturulan  sürpriz yumurtayı sanki bin yıllık antikaymış gibi büyük bir heyecanla karşılayan kızın görülmeye değer mutluluğunu anımsa.Hâla saklar kız içerisindeki o küçük notu.

         Şimdi o kadar yaşanmışlığı, sevinci, hüznü bir poşet dolusu akide şekeri gibi cebine koyup yanına koşmak ister bu yaramaz çocuk.Ve elleri birbirine değmediği için hava bukadar soğuk, kış bu kadar şiddetli. Ama bekledikleri Güneş’li günler var tabi... 
    
          O minik yavru iyi ki doğdu.Kışın karını eritti 1 şubatta.. Ne iyi etti. Benim gönlüm de karın yanında nasibini aldı.İyi ki ömrümün baharında, gölgesinde dinleneceğim çınar misali yanı başımdasın.İyi ki doğdun, iyi ki varsın. Birlikte eskiteceğimiz nice takvim yapraklarına...  

Yorumlar

Esra Bülbül dedi ki…
efenim bendeniz de o karlı günleri eritip gelen bir nur parçası imişim, bir zamanlar :)///

SANDUKA